Enerjinizin sömürülmesine bizzat kendinizin izin verdiğini fark ettiniz mi hiç? Yanınızdan geçip giden insanların soğuk ve sert bakışları, "Günaydın!" dediğiniz halde karşılık vermeyen minibüs şoförü ya da "Günaydın!" diyen minibüs şoförüne karşılık vermeyen diğer insanlar, kibar ve medeni bir şekilde işinizi halletmeye çalışırken tam tersi bir şekilde karşılık veren insanlar, "Kolay gelsin, iyi çalışmalar." dediğiniz kasiyerin suratınıza öylece bakması, samimi olduğunuz insanların arkanızdan konuşması, her yerde çalan hüzünlü ve depresif şarkılar, hiçbir şeyden memnun olmayan iş veren ve çalışanlar, "Lütfen!" ya da "Teşekkür ederim." demeyi bilmeyen insanlar, markete girdiğinizde gördüğünüz fiyatlar, okuyup duyduğunuz cinayet, tecavüz, maddi bunalım ve siyaset haberleri, bitmek bilmeyen tatillere sahip arkadaşlarınızın Instagram paylaşımları, ailesel sorunlar, etrafınızda sürekli olumsuz konuşup ruh halinizi kötü etkileyen insanlar, "Hayır!" diyememek...
Ah tabii, otizim spektruma sahip, down sendromu ile dünyaya gelmiş, ortopedik ya da zihinsel engele sahip bireyleri ve ailelerini dışlayanları da unutmayalım! Bir de o insanlara kendince "iyilik" ettiğini, koca yürekli olduğunu sananların sarf ettiği "Geçmiş olsun!", "Allah sabır versin!", "Ne kadar yaşayacak?" gibi kendince "vicdan" ama "merak" ve "kendini üstün görmek"ten başka hiçbir şey içermeyen cümleler... Kafanızı nereye çevirirseniz çevirin, agresyonu, kıskançlığı, mutsuzluğu ve umutsuzluğu görebilirsiniz. Her ne kadar çevremiz, dünyamız, insanlar kötü olsa da etrafımızı suçlamayı bırakıp değişime kendimizden başlamalıyız. Biz öncelikle kendimizden sorumluyuz.
Peki, tüm bu olumsuz çevreye rağmen biz enerjimizi nasıl yüksek tutacağız? Biraz klasik gelebilir ama ilk adım "istemek"! Önce kendimiz için bir şeyler istememiz lazım. Gece yatağa girdiğinizde kurduğunuz hayaller ve düşünceleriniz, sizin kendiniz için ne istediğinizi belirler. Gördüğünüz rüyalar ve kabusların içeriği bile sizin hayal ve düşünceleriniz ile şekillenir. Güne başladığınız zaman da o ruh hali ile içerisinde hareket edersiniz. Gününüze nasıl başlarsanız öyle devam eder. Bundan dolayı pozitif ve negatif düşüncelerimizi dengede tutmayı öğrenmemiz gerekiyor. Neler yapabileceğimize teker teker göz atalım:
1. Pozitif İnsanlarla Vakit Geçirin
Pozitif insanlarla geçirdiğiniz vakit süresince beyniniz, kendini pozitif kimyasallar ile donatır. Beyninizden tüm hücrelerinize pozitif enerji akışı sağlanır ve böylece kendinizi daha mutlu ve doğal hissedersiniz.
2. Enerjik Şarkılar Dinleyin
Hareketli, ritmik, coşkulu, ve neşeli şarkılar dinleyerek verimlilik seviyenizi artırabilirsiniz. Bu verimlilik işiniz, okulunuz, ilişkileriniz ve kendi iç dünyanız ile alakalı olabilir. Müzik ruhun keyif damarıdır.
3. Endorfin (Mutluluk) Hormonu Salgılayın
Sanatsal aktivitelerde bulunmak, kitap okumak, enerjik şarkılar dinlemek, dans etmek, yemek yemek, masaj yaptırmak, saunaya girmek, yüzmek, çikolata yemek, egzersiz yapmak, gülmek, sevilen eş ile cinsel ilişkiye girmek, gönüllülük işleri, sevilen dizi ya da filmleri izlemek, yoga ve meditasyon yapmak vücuttaki endorfin hormonunu artırabilir.
4. Planlı Bir Birey Olmayı Deneyin
Günlük, haftalık, aylık ve yıllık planlarınızı yaparsanız kendinizi daha huzurlu ve güvende hissedersiniz. Tabii ki kimse yarınını bilemez ve bazen evdeki hesap çarşıya uymayabilir. Burada önemli olan sizin hayal kuruyor, plan yapıyor ve bunu yazıp çiziyor olmanız. Ayrıca planlarınızı her gün görebileceğiniz bir noktada konumlandırırsanız onları gerçekleştirmek için motive olursunuz.
5. Güneşe Çıkın
Özellikle kış mevsiminde güneşle temasımız azaldığı için her fırsatı değerlendirmek gerekiyor. Taze ve yenilenmiş hissetmek için sık sık güneşi selamlamayı unutmayın.
6. Bir Kursa Yazılın
Yeni bir şeyler öğrenmek ya da var olan yeteneğinizi geliştirmek için beklemeyin! Küçüklüğünüzden beri kilden çanak çömlek mi yapmak istiyorsunuz? O zaman bir seramik kursuna yazılmanın tam sırası! Yeni bir ortam, yeni arkadaşlıklar, uzun yıllar sonra bir öğretmenden ders almak ve öğrenme hissini tatmak size iyi hissettirecektir.
Peki, tüm bu olumsuz çevreye rağmen biz enerjimizi nasıl yüksek tutacağız? Biraz klasik gelebilir ama ilk adım "istemek"! Önce kendimiz için bir şeyler istememiz lazım. Gece yatağa girdiğinizde kurduğunuz hayaller ve düşünceleriniz, sizin kendiniz için ne istediğinizi belirler. Gördüğünüz rüyalar ve kabusların içeriği bile sizin hayal ve düşünceleriniz ile şekillenir. Güne başladığınız zaman da o ruh hali ile içerisinde hareket edersiniz. Gününüze nasıl başlarsanız öyle devam eder. Bundan dolayı pozitif ve negatif düşüncelerimizi dengede tutmayı öğrenmemiz gerekiyor. Neler yapabileceğimize teker teker göz atalım:
1. Pozitif İnsanlarla Vakit Geçirin
Pozitif insanlarla geçirdiğiniz vakit süresince beyniniz, kendini pozitif kimyasallar ile donatır. Beyninizden tüm hücrelerinize pozitif enerji akışı sağlanır ve böylece kendinizi daha mutlu ve doğal hissedersiniz.
2. Enerjik Şarkılar Dinleyin
Hareketli, ritmik, coşkulu, ve neşeli şarkılar dinleyerek verimlilik seviyenizi artırabilirsiniz. Bu verimlilik işiniz, okulunuz, ilişkileriniz ve kendi iç dünyanız ile alakalı olabilir. Müzik ruhun keyif damarıdır.
3. Endorfin (Mutluluk) Hormonu Salgılayın
Sanatsal aktivitelerde bulunmak, kitap okumak, enerjik şarkılar dinlemek, dans etmek, yemek yemek, masaj yaptırmak, saunaya girmek, yüzmek, çikolata yemek, egzersiz yapmak, gülmek, sevilen eş ile cinsel ilişkiye girmek, gönüllülük işleri, sevilen dizi ya da filmleri izlemek, yoga ve meditasyon yapmak vücuttaki endorfin hormonunu artırabilir.
4. Planlı Bir Birey Olmayı Deneyin
Günlük, haftalık, aylık ve yıllık planlarınızı yaparsanız kendinizi daha huzurlu ve güvende hissedersiniz. Tabii ki kimse yarınını bilemez ve bazen evdeki hesap çarşıya uymayabilir. Burada önemli olan sizin hayal kuruyor, plan yapıyor ve bunu yazıp çiziyor olmanız. Ayrıca planlarınızı her gün görebileceğiniz bir noktada konumlandırırsanız onları gerçekleştirmek için motive olursunuz.
5. Güneşe Çıkın
Özellikle kış mevsiminde güneşle temasımız azaldığı için her fırsatı değerlendirmek gerekiyor. Taze ve yenilenmiş hissetmek için sık sık güneşi selamlamayı unutmayın.
6. Bir Kursa Yazılın
Yeni bir şeyler öğrenmek ya da var olan yeteneğinizi geliştirmek için beklemeyin! Küçüklüğünüzden beri kilden çanak çömlek mi yapmak istiyorsunuz? O zaman bir seramik kursuna yazılmanın tam sırası! Yeni bir ortam, yeni arkadaşlıklar, uzun yıllar sonra bir öğretmenden ders almak ve öğrenme hissini tatmak size iyi hissettirecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder