Sizlere, Türkiye'de iken eşleşip geldiğim aileden bahsetmek istiyorum. Ailenin 4 ve 6 yaşında olmak üzere 2 çocuğu vardı. Anne, ikiz bebeklere hamileydi. Bu aile, benim konuştuğum ilk ve tek aile idi. Ben aileden e-mail aldıktan sonra akşam Skype üzerinden yüz yüze görüşmek istediler. Ben görüşme boyunca "Yes, no, I don't understand, could you say that again" diye karşılık verdim ve en sonunda sorularımı mesaj ile sormak istediğimi, İngilizce anladığımı ama konuşamadığımı söyledim. Onlar da kabul ettiler. Uzun bir süre mesajlaştık. Ben en sorulmayacak soruları bile sorup emin olmak istemiştim. Araba, benzin, telefon hattı, mutfak alışverişi, günlük rutin, bebek bakımı vs. hepsi aklıma yatmıştı. Ben gittiğimde bebekler 1 aylık olacaktı ve bizim 3 aydan küçük bebeklere bakmamız kural dışı. Aile ile bunu da konuşmuştuk. Her şey çok güzeldi. İngilizce konuşamamıştım fakat aile beni istemişti. Kadın öğretmendi ve çok nazikti. Daha önce hiçbir tecrübem olmadığından ve İngilizce konuşmaktan ciddi derecede kaygı duyduğumdan aileyi kabul etmiştim.
Amerika'ya geldiğimde ilk 2 ay çok güzel geçti. Bebekler 3 aylık değildi ama onlara bakıyordum. Açıkçası yardımcı oluyordum ve bunda bir sakınca görmemiştim. 3. aya doğru yaklaşırken kadın değişmeye başladı ve baştan konuştuğumuz bazı şeyleri değiştirdi. Mesela bana ev temizliği yaptırmaya başladı. Sonra çocuklara duş aldırmam gerektiğini söyledi. Ardından beni 2 çocukla havuza gönderdi ki bilenler bilir, çok zor ve tehlikelidir. Hasta olduğumda ya da bir kadın olarak havuza giremeyecek durumda olduğumda bana havuza girmeyi zorunlu tuttu. Ayrıca büyük çocuğun dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olduğunu şirketten saklamışlar ve bana da söylememişlerdi. Ben Türkiye'de iken şirkette bir kağıt imzalamıştım, özel gereksinimi olan aile ile eşleşmek istemiyorum, diye. Bu Türkçe olsa zor değil, zaten benim işim, fakat İngilizce olduğu için ve bu programa İngilizce öğrenmek için başvurduğumdan beni zorlayacaktı. Zaten öyle de oldu. 2 bebek, 2 çocuk ve bir de DEHB.
İlk 2 ay yiyecek olarak ne istesem aldılar ama sonra bunlar azalmaya başladı. Beni 4 çocukla saatlerce yalnız bıraktılar. 3. ayın sonunda bir gün beni yine havuza girmeye zorladı ve ben de ona o gün giremeyeceğimi söyledim. Çok sinirlendi ve konuşmak istedi. Konuşmanın sonunda ona, artık bu evden ayrılmak istediğimi söyledim. Benden bunu beklemiyordu, çok şaşırmıştı. Çünkü İngilizce dilim yeterli olmadığı için ben çoğu şeye tamam deyip alttan almıştım. Biz bu aşamaya gelmeden önce beni birçok kez azarlamıştı. O gün kendimde o gücü hissedip artık gitmek istemiştim.
Sonra ben aile arayışına girdim, onlar da au pair. 2. günün sonunda kadın ağladı ve benden özür diledi ve bunu 2 kez yaptı. 4 çocuklu bir aileye 9 aylığına gelecek bir au pair bulamadığı için şirkete ekstra para ödemesi gerekmiş ve bu yüzden benim kalmam için ağlamış. Ben bunu çok sonradan öğrendim. Ben de bu sırada İngilizcem yüzünden görüştüğüm aileler ile anlaşamıyordum, anlaştığım aileler ise hali hazırda bulunduğum host aile ile konuşmak istiyorlardı. Tabiki gitmemem için onlara beni kötülüyordu. Öyle böyle derken ben aile bulamadım, onlar da au pair. Mecburen 3 ay daha kaldım.
6. ayda tekrardan bir sorun oldu. Bu sorunların sebebini hiçbir zaman bilemedim. Kadının bana söylediği sorun...
Devamı bir sonraki yazımda...
Amerika'ya geldiğimde ilk 2 ay çok güzel geçti. Bebekler 3 aylık değildi ama onlara bakıyordum. Açıkçası yardımcı oluyordum ve bunda bir sakınca görmemiştim. 3. aya doğru yaklaşırken kadın değişmeye başladı ve baştan konuştuğumuz bazı şeyleri değiştirdi. Mesela bana ev temizliği yaptırmaya başladı. Sonra çocuklara duş aldırmam gerektiğini söyledi. Ardından beni 2 çocukla havuza gönderdi ki bilenler bilir, çok zor ve tehlikelidir. Hasta olduğumda ya da bir kadın olarak havuza giremeyecek durumda olduğumda bana havuza girmeyi zorunlu tuttu. Ayrıca büyük çocuğun dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olduğunu şirketten saklamışlar ve bana da söylememişlerdi. Ben Türkiye'de iken şirkette bir kağıt imzalamıştım, özel gereksinimi olan aile ile eşleşmek istemiyorum, diye. Bu Türkçe olsa zor değil, zaten benim işim, fakat İngilizce olduğu için ve bu programa İngilizce öğrenmek için başvurduğumdan beni zorlayacaktı. Zaten öyle de oldu. 2 bebek, 2 çocuk ve bir de DEHB.
İlk 2 ay yiyecek olarak ne istesem aldılar ama sonra bunlar azalmaya başladı. Beni 4 çocukla saatlerce yalnız bıraktılar. 3. ayın sonunda bir gün beni yine havuza girmeye zorladı ve ben de ona o gün giremeyeceğimi söyledim. Çok sinirlendi ve konuşmak istedi. Konuşmanın sonunda ona, artık bu evden ayrılmak istediğimi söyledim. Benden bunu beklemiyordu, çok şaşırmıştı. Çünkü İngilizce dilim yeterli olmadığı için ben çoğu şeye tamam deyip alttan almıştım. Biz bu aşamaya gelmeden önce beni birçok kez azarlamıştı. O gün kendimde o gücü hissedip artık gitmek istemiştim.
Sonra ben aile arayışına girdim, onlar da au pair. 2. günün sonunda kadın ağladı ve benden özür diledi ve bunu 2 kez yaptı. 4 çocuklu bir aileye 9 aylığına gelecek bir au pair bulamadığı için şirkete ekstra para ödemesi gerekmiş ve bu yüzden benim kalmam için ağlamış. Ben bunu çok sonradan öğrendim. Ben de bu sırada İngilizcem yüzünden görüştüğüm aileler ile anlaşamıyordum, anlaştığım aileler ise hali hazırda bulunduğum host aile ile konuşmak istiyorlardı. Tabiki gitmemem için onlara beni kötülüyordu. Öyle böyle derken ben aile bulamadım, onlar da au pair. Mecburen 3 ay daha kaldım.
6. ayda tekrardan bir sorun oldu. Bu sorunların sebebini hiçbir zaman bilemedim. Kadının bana söylediği sorun...
Devamı bir sonraki yazımda...
Bir sonraki yazını merakla bekliyorum. Sevgilerimle,
YanıtlaSil